İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

BELEDİYEYE AİT HACİZ EDİLE BİLECEK MALLAR

NOT : 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesine eklenen 9. (son) fıkra:

5393 S.K. m.15/son: “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz.”

ve aynı Kanun’a 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesi ile eklenen Geçici Madde 8: 15 inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.

Her ikisi için yürürlük tarihi: 11.09.2014.

Belediye, borca yetecek kadar mal bildirmişse “haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2014/23517
KARAR NO : 2014/22755
KARAR TARİHİ:29.09.2014

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES : Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2014
NUMARASI : 2013/1118-2014/292
DAVACI :3. KİŞİ ;Payas Belediyesi Bakanlığı
DAVALI : ALACAKLI:Akarsu Akaryakıt Petrol Ürün. İnş Turz Oto San Tic Ltd Şti.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki 3. Kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Abdullah Meral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

Alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında yapılan Örnek 7 takipte davacı Belediye (3.Kişi) İcra Mahkemesine başvurusunda taşkın haczi şikayeti ile birlikte 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesi uyarınca haczedilemezlik şikayetinde de bulunmuş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanununun 15/8 fıkrasına göre “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez. “Aynı kanunun 15/son fıkrasında ise ” (Ek fıkra: 10/9/2014 – 6552/121 md.) İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz ” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, şikayete konu taşınmazların fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanununun 15/son fıkrasına göre belediyenin borca yetecek miktarda haczedilebilecek mallarını göstermesi ve haczin bu gösterilecek mallar üzerinde uygulanması gerekir. Belediyenin 10 gün içinde borca yetecek miktarda haczedilebilecek mal beyan etmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşmaması ve kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılmaması gerekmektedir.

O halde mahkemece, tapu kayıtları üzerine haciz konulan gayrimenkullerin 5393 Sayılı Kanun’un 15/8 ve 15/son maddeleri kapsamında değerlendirilmesi yönünden mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : 3. kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2012/31297
KARAR NO. 2013/7236
KARAR TARİHİ. 5.3.2013

BELEDİYE MAKAM ARACININ HACZİNİN MÜMKÜN OLDUĞU ( Belediye Başkanın Makam Aracı Bulundurmasının Kanuni Bir Zorunluluk Olmadığı – Aracın Makam Aracı Olmasının Fiilen Kamu Hizmetinde Kullanıldığı Anlamına Gelmediği/Şikayetin Reddi Gereği )

KAMU HİZMETİNİN YÜRÜTÜLMESİNDEN ZORUNLU ARAÇ ( Makam Aracının Bu Zorunluluk İçerisinde Kabul Edilemeyeceğinin Kabulü Gerektiği )

BELEDİYE MAKAM ARACININ HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ ( Belediye Başkanının Makam Aracının Bulunmasının Zorunlu Olmadığı – Belediyenin Borcu Varken Belediye Başkanının Makam Aracı Kullanmasının Kamu Vicdanını Rahatsız Edeceği/Şikayetin Reddi )

KAMU VİCDANI ( Belediyenin Borcu Varken Başkanın Makam Aracına Binmesinin Kamu Vicdanını Rahatsız Edeceğinin Kabulü )

KAMU ARACININ KAMU HİZMETİNDE KULLANILIYOR OLMASI GEREĞİ ( Aksi Halde Haczinin Mümkün Olduğu – Haczedilmezliğin İstisnai Bir Durum Olduğu/Dar Yorumlanması Gereği/Aracın Kamu Hizmetinde Fiilen Kullanılıp Kullanılmadığının Tespiti )

5393/m. 15
2709/m. 90
237/m. 4
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi/m. 6,ek protokol 1

ÖZET : Dava, belediye makam aracının haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan mallarının haczedilememesi için o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir. Haczedilmezlik şikayetine konu edilen borçlu belediyeye ait aracın belediye başkanının makam aracı olduğu anlaşılmaktadır.Belediyenin kamu hizmetini yürütebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının gerekip gerekmediği ve makam aracı olarak tahsis edilen bir aracın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı olgusu üzerinde durulmalıdır.Taşıt Kanunu’nun 4. maddesinde kimlere makam aracı verileceği düzenlenmiş olup, belediye başkanı anılan yasa uyarınca kendisine makam aracı tahsis edileceklerden değildir.Öte yandan aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması da gerekmez.Kaldı ki belediyenin borcu var iken belediye başkanının makam aracı kullanması yukarda belirtildiği üzere başta Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık oluşturabileceği gibi kamu vicdanını da rahatsız edecektir.Dairemizin yeniden oluşan görüşüne göre belediyenin makam aracının kamu hizmetinin yürütülmesi için zorunlu olmadığı gibi niteliği itibariyle de fiilen kamu hizmetinde kullanılmadığı kabul edilerek haczinin mümkün olduğu benimsenmiştir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra isin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15 /son maddesinde; “Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.

İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.

Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90/4. maddesiyle de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir.

Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 numaralı Protokol’ün 1. maddesinde; “… Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz …” hükmü yer almaktadır.

Ek protokol’ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmış ve onaylayan yasada; “… Her hakiki veya hükmü kişi malların masuniyetine ( dokunulmazlığına ) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir …” ilkelerine yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Ocak 2007 tarih ve 31277/03 Sayılı Kuzu-Türkiye davası hakkındaki kararında, davacının lehine alınan yargı kararının altı yıldır uygulanmaması, bir diğer anlatımla ilama konu borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle, AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 numaralı Protokol’ün 1. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna vararak tazminata hükmetmiş yine 17 Ocak 2006 tarih ve 13062/03 Sayılı Kranta – Türkiye davası ve 18 EKİM 2005 tarih ve 74405/01 Sayılı Tütüncü Ve Diğerleri – Türkiye davası hakkındaki kararında da aynı sonuca varmıştır.

Buna göre borçlu belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasızdır. Ancak bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir.

Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen borçlu belediyeye ait aracın belediye başkanının makam aracı olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında belediyenin kamu hizmetini yürütebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının gerekip gerekmediği ve makam aracı olarak tahsis edilen bir aracın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı olgusu üzerinde durulmalıdır.

237 Sayılı Taşıt Kanunu’nun 4. maddesinde kimlere makam aracı verileceği düzenlenmiş olup, belediye başkanı anılan yasa uyarınca kendisine makam aracı tahsis edileceklerden değildir.

Öte yandan aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması da gerekmez. Zira belediyelerin görevleri 5393 Sayılı Kanunun 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması zorunlu değildir. Kaldı ki belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu var iken belediye başkanının makam aracı kullanması yukarda belirtildiği üzere başta Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık oluşturabileceği gibi kamu vicdanını da rahatsız edecektir.

Sonuç olarak Dairemizin yeniden oluşan görüşüne göre belediyenin makam aracının kamu hizmetinin yürütülmesi için zorunlu olmadığı gibi niteliği itibariyle de fiilen kamu hizmetinde kullanılmadığı kabul edilerek haczinin mümkün olduğu benimsenmiştir.

O halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mission News Theme by Compete Themes.