İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şirket Birleşmeleri

Son güncelleme tarihi 2 Ekim 2020

Makale ve İncelemeler

 

Av. Yakup Atakan SARAL- Şirket Birleşmeleri
 
ŞİRKET BİRLEŞMELERİ
 
I- ŞİRKET BİRLEŞMELERİ
1-GİRİŞ:
İşletme birleşmesi çıkarların birleştirilmesidir. İşletmeye ilişkin yararların ve risklerin birlikte paylaşılmasıdır. Birleşmede varlıklar, tüm borç ve alacaklar bir araya getirilir.
Pazar ve ölçek sinerjisi yaratma hedefiyle gerçekleştirilen birleşmeler her sektörde şir-ketlerin yaşamsallığını koruyabilmesi açısından en önemli çözüm yollarından birisi olarak görülmektedir. Birleşmeden doğan hacim artışı, sabit giderlerin azaltılması, değişik coğ-rafi/demografik alanlara ulaşılması gibi faktörler genel olarak sinerji olarak adlandırılan avantajların sayısallaştırılmasını sağlamaktadır. Ayrıca başarılı olarak birleşen şirketlerin ve-rimliliklerini artırması sonucunda sektörler daha verimli ve rekabetçi hale gelmekte ve bu etkiler son kullanıcılara olumlu olarak yansımaktadırlar1.
Büyüme şirketlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için gereklidir. Bu ise ya içsel yollarla ya da diğer şirketlerle birleşmeler gibi dışsal yollarla gerçekleşebilir. Günümüzde hızla değişen iş ve rekabet koşulları ve piyasa ekonomisine ayak uydurmak için sonuçları daha kısa zamanda alınabilen şirket birleşmeleri yolu tercih edilmektedir. Şirket birleşmesinde temel amaç işletmenin değerini artırmaktır.
 
2- ŞİRKETLERİN BİRLEŞME NEDENLERİ:
Günümüzde küreselleşmenin getirdiği sonuçlara bağlı olarak rekabet hızla artmıştır. Buna bağlı olarak şirketler, maliyetleri düşürerek rekabet gücü kazanma, Pazar payını büyüt¬menin yanı sıra, bilişim teknolojisindeki gelişim, ucuz ulaşım şirketler arası birleşmeye yol açmaktadır.
Şirket birleşmelerinin altın dayatan nedenler incelendiğinde; makroekonomik konjonk-türün, ülkelerin birleşme, vergi ve diğer yasal konulardaki düzenlemelerinin ve sektörel et-kenlerin önemli olduğu görülmektedir.
İşletmeleri birleşmeye götüren nedenler ne kadar çok ve kompleks olursa olsun gerçekte tek bir amaçla özetlenebilir. Buda, işletmenin diğer bir işletmeyle, işletmenin net bugünkü değerini artıracağı düşüncesiyle birleşmek istemesidir. Ayrıca şirketlerin büyüme isteği, si¬nerji yoluyla elde edilecek ölçek ekonomisi, yönetimsel kazançlar gibi nedenler de şirketleri birleşmeye itmektedir.
Şirket birleşmelerinin nedenleri şöyle sıralanabilir;
 
A. Finans Kolaylığı
Küçük ve orta büyüklükteki şirketler, genellikle iç kaynaklarla büyüme sorunuyla karşı karşıyadır. Bu durumda büyük bir işletmenin birleşme önerisini kabul edebilirler.
 
B. Katma Değer Oluşturma İsteği
Birleşme yoluyla yeni oluşan şirketin piyasa değeri, tek tek şirketlerin toplam piyasa değerinin üzerinde ise bu durum iki veya daha fazla şirketi birleştirmek için teşvik edici bir unsur olabilir.
 
C. Üretim Metodunun Bütünleşmesi
Normal olarak bir şirket, diğer şirketin hammaddesini üretiyorsa üretim metodunun tek¬nik olarak bütünleşmesi ve teknolojiyi birlikte kullanmak için bu iki şirket birleşebilir.
 
D. Firmanın Kötü Yönetilmesi
Kötü yönetilen bir şirketin kullanılmayan aktifleri başka bir şirketin daha verimli yöne-timi altında daha iyi değerlendirilmek amacıyla iki şirket birleşebilir.
 
E. Vergi Yasalarının Sağladığı Üstünlükler
Şirketleri birleşmeye iten faktörlerden biride kar veya zararlarını, birleşme yoluyla ileri veya geriye taşıyabilmeleridir. Yani karlı bir işletme, zarar eden bir işletmeyi satın alarak, mahsup yapmak suretiyle vergiden tasarruf edebilir.
 
F. Psikolojik Etmenler
Şirket birleşmelerinde ekonomik nedenlerin ön planda olmasına karşın bazen psikolojik etmenlerde birleşmeye iten neden olabilir. Kişinin yönetimsel ve finans alanındaki yetenekle¬rini gösterme arzusu, daha büyük bir şirketi yönetme tutkusu, şirketin devamını emniyet altına alan duygusu, birleşme kararlarında etkili olmaktadır.
Diğer yandan ticaret işletmelerinin birleşme nedenleri şöyle de sıralanabilir; şirketler arasındaki rekabetin ortadan kaldırılması, birbirini tamamlayan işlerle uğraşan işletmelerde girdi akışını kolaylaştırmak, büyük sermaye sağlamak, daha hızlı büyüme, çeşitlendirme yo¬luyla risk dağıtmak, ürün programını geliştirme genişletme, coğrafi olarak genişleme, işlet¬menin güç ve prestijini artırma, yetenekli ve uzman yöneticilere sahip olma, işletmenin dağı¬tım kanallarını ve arz üzerindeki denetimi artırma(tekelci amaçlar) olarak söylenebilir2. 
 
II-BİRLEŞME TÜRLERİ
1) KAVRAM VE TANIM
Ticaret ortaklarında birleşme, bir çok şirketin malvarlıklarını tasfiye etmeksizin ya içle-rinden birinin bünyesinde ya da yeni kurulan bir şirkette birleşmeleri ve bu birleşmeye katılan şirketlerin belirli bir değiştirme ölçüsüne göre meydana gelen yeni şirkette pay sahibi olmala¬rıdır3. 
Teknik-hukukî anlamda birleşme bir veya birden çok ticaret ortak¬lığının malvarlığının, tasfiye olunmaksızın, içlerinden birine veya yeni kurulan bir ortaklığa, kendiliğinden ve külli halefıyet yolu ile geçmesi; bu suretle malvarlıkları¬ nın birleşmesi ve intikal eden malvarlığının karşılığı olarak, infisah eden ortaklığın ortaklarının, hesaplanan bir değiş-tokuş ölçüsüne göre, bünyesinde birleşilen ortak¬lıkta, kendiliğinden ortaklık payı kazanmasıdır4.
Ticaret şirketlerinin birleşmesi TTK’nun 146. ve 147. maddelerinde düzenlenmiştir.Bu madde hükümlerine göre birleşme, aynı neviden iki veya fazla ticaret şirketinin birleşerek yeni bir şirket kurmaları veya bir ya da daha fazla ticaret şirketinin, mevcut başka bir ticaret şirke¬tine katılmasından ibarettir. Bu tanımlardan birleşmenin unsurlarını şu şekilde tespit edebili¬riz.
 
2) BİRLEŞMENİN UNSURLARI
A. Malvarlıklarının Birleşmesi
a) Devrolunan ortaklığın infisahı
Birden çok ticaret ortaklığı arasında bir¬leşmenin varlığından söz edebilmek için, bu tica¬ret ortaklıklarının malvarlıklarının birleştirilmiş olması gereklidir. Malvarlıklarının birleşmesi ise, bazen birleşmeye ka¬tılan bütün ticaret ortaklıklarının infisahları sonucunu doğurur; bazen de, bünyesin¬de birleşilen ortaklık varlığım sürdürür, sadece onun bünyesi içine girenler infisah ederler. Bu farklı sonuç, birleşmenin, aşağıda açıklanacak, iki tü¬rünü oluşturur. Bünyesinde birleşilen ticaret ortaklığına devralan veya kabul eden,birleşme dolayısıyla infisah eden ticaret ortaklığına da iltihak eden veya devralınan(devralan) denir.
b) Kendiliğinden Geçiş ilkesi
Malvarlıkları birleşirken, iltihak eden ortak¬lığın malvarlığı kendiliğinden, bir bütün ola-rak ve küllî halefiyet yolu ile devralan or¬taklığa geçer, yoksa taşınmazlarda tescile, taşınırlarda teslime, alacaklarda temlike, buluşlar (patent, ihtira), markalar, maden hakları gibi bazı mal¬varlığı parçalarında, kanunlarda öngörülen özel devir şekillerine uyulmasına gerek yoktur.
Malvarlığının geçiş anı TK. m. 150 ile TK. m. 451 ve 452′de fark¬lıdır .
c) Malvarlığında Devamlılık ilkesi
Birleşmeye katılıp infisah eden ortak¬lıkların malvarlıkları tasfiye edilmez ve bir bütün halinde, bünyesinde birleşilen ve¬ya yeni kurulan ortaklığa geçer. Buna malvarlığında devam¬lılık ilkesi denir,
d) Küllî Halefiyet
Malvarlığının geçişi ile külli halefiyet ilkesinin sonuçları doğar. Devir alan ortaklık ilti¬hak edenin halefi olur 
e) Alacaklıların Korunması
Malvarlıklarının tasfiyesiz birleşmesi dolayı¬sıyla hem iltihak eden hem de devralan or-taklığın alacaklılarının güvenceleri ortadan kalkar veya azalır. Bu sebeple özel koruma hü-kümlerine gerek olur.
f) Birleşme Sayılmayan Durumlar
Birden çok ticaret ortaklığının malvar¬lıklarını birleştirmeyip, birlikte çalışmaları, işbirliği yapmaları, birinin hakimiyetini kabul edip bütün olanaklarını ona tahsis etmeleri; işletmenin malvarlığının bir bölü¬münün veya tamamının devir olunması gibi hallerde, belirtilen anlamda malvarlığı birleşmesi olmadığı için teknik-hukukî tanıma uygun birleşme de yoktur. Bağlı işlet¬meler kavramının, birleşme ile ilgisi bulunmamaktadır5. 
 
B. Tasfiyenin Önlenmesi
Ticaret şirketlerinin birleşmesinde, ister birinin diğerine katılması isterse ikisinin birle-şip yeni bir şirket kurmaları durumunda olsun, infisah eden şirketlerin tasfiyesi yapılmaz ve böylece tasfiye önlenmiş olur. İnfisah eden şirketlerin malvarlıkları bir bütün halinde devredi¬len şirketin bünyesine geçer. Böylece, her iki halde de, sonuçta bir tek şirket ve bu şirkete ait olmak üzere yine bir tek malvarlığı ortaya çıkar. Esasen, şirketlerin infisah edip tasfiye edil¬dikten sonra yeni bir şirket kurmaları olağan bir yoldur. Tasfiyesiz birleşme ise, yasada özel olarak düzenlenmiş özel bir yöntemdir.
 
C. Birleşmeye Katılan Şirketlerin Pay Durumları
Birleşmeye katılan şirketlerin ortaklarına belirli bir değiştirme ölçüsüne göre, devralan şirketin veya yeni kurulan şirketin paylarından verilmesi gerekir. Değiştirme ölçüsünün tespit ve hesaplanması şu şekilde olmaktadır6. 
 
3) TÜRLERİ
Ticaret şirketlerinin birleşmesi, yeni kuruluş veya tam birleşme ya da katılma (iltihak) olmak üzere üç şekilde olur.
 
A. Yeni Kuruluş (Kombination)
Yeni kuruluş, iki veya daha fazla ticaret şirketinin birleşerek ortaya yeni bir ticaret şirketi oluşturmaları halinde söz konusu olur. Birleşen şirketler dağılırlar, ancak tasfiye olunmazlar. Yeni kurulan şirket, küllî halefiyet ilkesi uyarınca, dağılan şirketlerin malvarlıkları, yani tüm hak ve borçlan bir kül halinde yeni kurulan ortaklığa devredilmiş olur. Birleşen şirketlerin tüzel kişilikleri, Ticaret Sicilinden terkin edilmekle sona erer7. 
 
B. Devralma (İltihak – Katılma)
Bu tür birleşmede iki ortaklık vardır. Birinci ortaklık, bünyesinde birleşme gerçekleşecek olandır. Anılan ortaklık, eskiden beri mevcuttur, yani -birinci türde ol¬duğu gibi- birleşme ile kurulacak değildir. Bünyesinde birleşmenin gerçekleşeceği ortaklık; “devir alan ortaklık”, “katılman ortaklık”, “iltihak olunan ortaklık” deyim¬leri ile ifade olunur.
İkincisi ise, iltihak edecek olan ortaklıktır. İltihak edecek ortaklık birden fazla da olabi¬lir. Bunları; “devir edilen ortaklık”, “iltihak eden ortaklık” deyimleri ile be¬lirlemek mümkün¬dür.
Devir alan ortaklık varlığını sürdürür, iltihak edenler ise malvarlıklarını bir bü¬tün halinde devir ederek, onun bünyesine girerler ve işlemler tamamlanınca tüzel ki¬şiliklerini yitirirler. İltihak eden ortaklıklar infisah ederler, fakat tasfiye olunmazlar8. 
 
C. Özel Birleşme Türü
Bankalar Yasası, bankaların ne şekilde ve hangi şartlarda birleşmesi konusunda, AO’la¬rın birleşmesi yanında, çok özel hükümler öngörmektedir. (4491 sayılı Bank.m.18.).
Ayrıca, BK m.l80′de de ticari işletmelerin birleşmesi düzenlenmiştir9. 
 
D. Birleşmenin Şartları
Hangi şirketlerin birleşebilecekleri TTK.nun 147. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre;
“Birleşme, yalnız aynı nev’iden olan şirketler arasında caizdir. Şu kadar ki, birleşme ba¬kımından kollektif ile komandit şirketler ve anonim ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler aynı nev’iden sayılır.”
Bu durumda, şirketlerin birleşme olanakları açısından dört grup ve tür şirket vardır.
-Kollektif ve adi komandit şirketler -Anonim ve paylı komandit şirketler -Limited şir-ketler -Kooperatif şirketler
Buna göre, birleşme ancak bu türden birine dahil şirketler arasında mümkün ve geçerli olup, ayrı gruptan şirketlerin birleşmeleri Türk Ticaret Kanununun 146-151. madde hükümle¬rince mümkün değildir.
Halka açık anonim şirketlerde birleşme. HAAO’larda birleşme söz konusu ise, SPK’nun tebliğlerinde öngörülen hükümlere uyulması zorunludur. Bu bağlamda, SPK ‘nun 1/26 sayılı tebliğine göre, ” birleşen anonim ortaklıklardan birisi HAAO ise, birleşme nede-niyle ihraç olunacak senetlerinin SPK’ya kaydettirilmesi zorunludur. Birleşmeye taraf olan HAAO’nun, birleşme sözleşmesinin tasdik edileceği genel kuruldan önce, 1/26 sayılı tebliğin 5/A Numaralı ekinde belirtilen belgelerle SPK’ya başvurarak onay alması gereklidir. Birleş-menin tamamlanmasından sonra ise, ihraç edilecek hisse senetlerinin SPK’ya kayıtlarının ya-pılması amacıyla, anılan tebliğin 5/B Numaralı ekindeki belgelerle SPK’ya müracaat etmesi gerekmektedir.
 
E. Birleşme İşlemleri
Şirketlerin birleşmesine ilişkin işlemler, TTK m. 146-150 ile TSN m.79 kurallarında dü-zenlenmiştir. Burada genel hükümlerin özel hükümlere aykırı olmadığı oranda uygulanması gerekir. Ayrıca, anonim şirketlerin birbirleriyle veya bir paylı komandit şirketle birleşmele-rinde, TTK m.451-453, özel hükümleri öncelikle uygulanır. Özel hükümler saklı kalmak kay-dıyla, birleşmeye ilişkin işlemler sırasıyla şunlardır:
a). Devralma Türü Birleşmede
aa) Birleşme Görüşmeleri
Uygulanacak hükümler. Birleşme süreci, bu konuda birleşecek ortaklık¬lar arasında ya¬pılacak müzakereler ile başlar. TK’da öngörülmemiş olmasına rağmen, bu aşamadan vazgeç¬menin imkanı yoktur. Çünkü, müzakereler birleşme sürecinin doğal parçasıdır. Culpa in contrahendo dahil, sözleşmenin müzakeresine ilişkin bü¬tün kural ve ilkeler -meselâ sözleşme¬nin şartlan ile davranış ve kanuni koruma yü¬kümleri- birinci aşamaya uygulanır. Müzakerele¬rin kimin tarafından yapıldığı veya yapılacağı önemli değildir. Bu aşamanın, birleşme sözleş¬mesinin hazırlığı olan, onun esaslarını içeren yazılı ya da zımnî bir sözleşmeyle veya bağlayıcı olmayan bir gentlemen anlaşması ya da bağlayıcı olan veya olmayan bir niyet açıklaması ile nok¬talanması mümkündür. Görüşmeler bu şekilde noktalanmadan devam da edebilir ve bir¬leşme sözleşmesi ile de sonuçlanabilir. Uygulamada, çoğu kez, ilk veya daha son¬raki aşama¬lardan birinde müzakerelere veya tarafların birbirlerine aktardıkları bilgi, belge ve verilere iliş¬kin gizlilik yani “confidentiality” sözleşmesi de yapılabilir.
İzin (tartışmalı). Kanunda açıkça söz edilmemiş olmasına rağmen öğre¬tide (Arslanlı, AŞ III, 244), ortaklıkların türüne göre, birleşmeyi kararlaştırmaya yet¬kili organın, birleşmeye, sözleşmenin hazırlanmasına ve gereğinde sözleşmenin ana noktalarına ilişkin olarak, izin ver¬mesi gerektiği savunulur. Bu kararı, TK. m. 148′-deki birleşme kararı ile karıştırmamalıdır. İzin karan, birleşme sözleşmesinin de ön aşaması olup TK. m. 148′de öngörüldüğü üzere bir¬leşmenin onayı değildir.
bb) Birleşme Sözleşmesi
AO’larda ve diğerlerinde. AO’ların birleşmeleri ile ilgili olarak TK. m.451. b. 8 ve 452, b. 1 de açıkça, diğer ticaret ortaklıkları için de TK. m. 148′de örtü¬lü biçimde öngörülen birleşme sözleşmesi, yeni ortaklık kurma yolu ile birleşmede,birleşmeye katılan ortaklıklar ve yeni ortaklık; devralmada ise, birleşen (veya birle¬şenler) ile devir alan ortaklık arasında yapı¬lır10.
Hukukî Niteliği
Borçlanma-Tasarruf-Örgütlenme sözleşmesi. Birleşme sözleşmesi ya yeni kurulacak veya bünyesinde birleşmenin gerçekleşeceği ortaklığın yapısı ile mal¬varlığı devrini ve payların değişimini içeren bir borçlanma, tasarruf ve örgütlenme sözleşmesi olup, malvarlığının küllî halefıyet yolu ile geçişine ilişkin hukukî temeli oluşturur. İsviçre doktrininde, birleşme sözleş¬mesi bir borçlar hukuku sözleşmesi ve¬ya ortaklık sözleşmesi olarak nitelendirilir ve sadece borç doğurucu etkileri olduğu kabul olunur.
Şekil
Yeni ortaklık kurulması yolu ile birleşmede birleşme sözleşmesinin imza¬larının noterce onanmış olması gerekir (TK. m. 452, b. 1). Devralma yolu ile birleş¬mede, birleşme sözleşme¬sinin şekli hakkında herhangi bir hüküm TK’da yer alma¬mış, bu hale TK. 452, b. l’i teşmil etme görüşü [Arslanlı, AŞ III, 245, Tekinalp (Po-.:moğlu) II, 492] uygulamada kabul görme¬miş, öğretide ise çoğunlukla redde¬dilmiştir
cc) Devralan Ortaklıkta Sermaye Artırımı
Devralan ortağın paylarının katılan ortaklı¬ğın ortaklarına ipso iure geçebilmesi için, bu paylarınn geçiş anında hazır olması ge¬rekir. Bu sebeple devralan ortaklıkta sermaye artırımı yapılır. Sermaye artırımı mik¬tarı için sermaye artırımının tescili ile birleşmenin tescili aynı tarihte yapılır. SPK’ nın 1/31 tebliğinin 13. maddesine bkz.
dd) Birleşmenin Kararlaştırılması
Onay nisabı. Sözleşmenin düzenlenmesi ve imzasından sonra birleşme il¬gili ortaklık-larca karara bağlanır (TK. m. 148). Birleşme kararı bir açıdan birleşme sözleşmesinin onay-lanması niteliğindedir. Nitekim bu genel hükümden ayrı olarak TK. m. 452, b. 2′de “Birleşme mukavelesi birleşen şirketlerden her birinin umumî he¬yeti tarafından tasdik olunur” denilerek genel hükme, özel bir durum vesilesi ile açıklık getirilmiştir. SPK ‘nm 1/31 sayılı tebliğinin 10 ve 12. maddelerinde yönetim kuru¬lunun rapor vermesi ve pay sahiplerinin bilgilendirilmesi öngörülmüştür. Onama, bir¬leşen ortaklıkların tipine göre yetkili organca yapılır.
ee) Birleşme Kararının Tescil Ve İlânı
TK. m. 149 uyarınca, her ortaklığın ayrı ayrı aldığı birleşme karan tescil ve ilân edilir. Bu hüküm, AO’ lann birleşmelerinde de geçerlidir.
Malvarlığının geçiş anı. Birleşmeyi kabul eden yetkili kurulun kararının tescil ve ilânı¬nın hukukî etkileri, birleşen ortaklıkların türüne ve ortaklığın devrolu-nan veya devralan or¬taklık olmasına göre değişir.
AO ‘lann birleşmeleri halinde, devrolunan AO’nun onay kararının tescili ile devronulan ortaklığın malvarlığı küllî halefıyet ilkesi uyarınca devralan veya yeni kuru¬lan ortaklığa geçer. Geçiş anı, tescil anıdır. Onay kararının tescili devrolunan ortak¬lık bakımdan kurucu etki göste¬rir. Tescil, devir alan ortaklık yönünden sadece bildi¬rici etkidedir. Tescil ve ilân ile devir alan ortaklık birleşmeyi ve iltihak eden ortaklı¬ğın malvarlığının kendisine geçtiğini açıklamaktadır.
AO dışındaki ticaret ortaklıklarında, yetkili organın birleşmeyi kabul kararının tescili hukukî bir etkiye sahip değildir. Sadece tescilin ilânı birleşmenin hüküm ifa¬de edebilmesi için gerekli olan üç aylık sürenin başlangıcının belirlenmesi rolünü oy¬namaktadır. Gerçekten TK. m. 150.l’e göre, birleşme kararı ilân gününden itibaren üç ay sonra hüküm ifade eder11.
ff) Devredilen Ticaret Ortaklığının (Ortaklıklarının) İnfisahı
İnfisah anı. Birleşme ile devredilen ticaret ortaklığı infisah eder. Çünkü, ticaret ortak¬lıkları hukukunda birleşme bir infisah sebebi olarak düzenlenmiştir.
İnfisahın zamanı AO’ların birleşmesi ile diğer ortaklıkların birleşmesinde, TK-ca farklı olarak belirlenmiştir. AO’larda birleşme sözleşmesi, devredilen anonim or¬taklığın genel kuru¬lunda kabul edilince bu ortaklık infisah eder. Devredilen AO’nun yetkili organının kabul kara¬rının tescili bu ortaklığın infisahının da tescili anlamını taşır. Bu sebeple, TK. m. 451, b. 7′deki tescilin bir anlamı kalmamaktadır. Diğer or¬taklıklarda ise infisah “birleşmenin hüküm ifade etmesi” ile gerçekleşir. Birleşmenin hüküm ifade etmesi anı aynı zamanda devir edilen ortaklı¬ğın da infisah anıdır. Diğer ortaklıklarda da infisahın tescili bildirici niteliktedir.
b) Yeni Kuruluş Türü Birleşmede
Genel bilgiler ve şemanın açıklaması. Anılan türde bir¬leşmeye ilişkin olarak, genel hü¬kümler arasında (TK. m. 146 vd.) herhangi bir kural öngörülmemiştir. Buna karşılık, AO’ların bu yolla birleşmeleri hakkında TK. m. 452′de çeşitli hükümlere yer verilmiştir. Söz konusu hükümlerin ve bunların içerdiği şemanın, AO’lar dışındaki ortaklıkların yeni kuruluş yöntemi ile birleşmelerine de ışık tutulacağı şüphesizdir.
“Yeni kuruluş” türünde birleşmenin, yeni bir ortaklığın kuruluşunu içermesi do¬ğaldır. Onun için, ilk olarak birleşecek ortaklıkların aynı türden olması şartı gözetilerek yeni ortaklığın kuruluş hükümleri, bu çeşit birleşmede uygulanır. Söz ko¬nusu gereklilik, AO’ların anıldığı şekilde birleşmeleri hakkındaki TK. m. 452, f.l ile f.2 , b.l ve b3′de açıkça belirtilmiştir. İkinci olarak, birleşen ortaklıkların “malları” yeni ortaklığa “devredileceğinden”, devralmaya dair hükümler (TK. m. 451) de, ye¬ni kuruluşta tatbik edilir. Bu husus da “bir anonim şirketin diğer bir anonim şirket tarafından devralınmasına dair hükümler tatbik olunur” denilerek TK. m. 452, f.l’-de açıkça ifade edilmiştir. Yeni ortaklık aynî sermaye konulması suretiyle kurulaca¬ğından aynî sermaye konulmasına dair hükümlere de başvurulur. Bu gereklilik AO’¬lar, LO’lar ve Paylı KmO’lar bakımından mevcuttur. KO ve KmO’da aynî sermaye konulması hakkında özel düzenlemeler yoktur..
İkinci aşamadaki mahkeme incelemesi ile ilgili olarak 151.d’deki açıklamalar¬dan farklı olarak, aynî sermaye değerlendirmesi önem kazanır. Çünkü, yeni ortaklı¬ğın sermayesini birle¬şen ortaklıkların, bu ortaklığa devredilen malları oluşturur. Bir¬leşen ortaklıkların pay sahipleri bu suretle aynî sermaye koymuş olduklarından bu sermayenin değerlendirilmesi gerekir. Onun için, bu tür kuruluşta mahkemenin birinci görevi aynî sermaye değerlendirmesi yapmaktır. Ancak bunun yanında konu değiş-tokuş oranı ve TK. m. 324′ün uygulanmasına gerek bulunup bu¬lunmadığı noktalarından da incelenir ve karara bağlanır. Üçüncü aşama yeni şirketin kuruluş hazırlıklarıdır. Bunun için yeni ortaklığın ortak sözleşmesi hazırlanıp, imza¬lanmalı ve imzalar noterce tasdik olunmalıdır. Devreden ortaklıklar yeni kuruluşu kurar. Yeni kuruluş, birleşme sürecinde mevcut olmadığından her hangi bir karar al¬maz. Yeni kuruluşta özellik taşıyan aşama, yeni ortaklığın kurulmasıdır. Bunun için gerekli olan kuruluş işlemleri aynen yerine getirilmelidir. Son aşama bir¬leşen şirketlerin infisahının tescilidir.
 
F. Payların Kendiliğinden Değişimi
Değiş-Tokuş anı. Devredilen ortaklığın feshinin ticaret siciline tescili ile bu ortaklığın ortakları, devralan ortaklığın ya da yeni ortaklığın ortaklan olurlar. Tescil ile, devredilen or-taklığın sadece malvarlığı değil, aynı zamanda pay sahipliği (ortaklık) ilişkileri de devralan ortaklığa kendiliğinden geçer. Onun için, TK. m. 451, b. 8 ve 452, b. 4 de zikredilen “hisse senetlerinin teslimi” daha önce iktisap edilmiş pay sahipliğine ait hisse senetlerinin verilmesi anlamını taşır.
 
G. Birleşen Ortaklıkların Bilançoları İle Borçlarını Ne Surette Ödeyeceklerine Dair Beyannamenin İlanı
Birleşen ortaklıkların her biri, aralarında tespit edilecek bir örneğe göre,düzenlenmiş bilançolarını ve birleşme sebebiyle varlıkları sona erecek olan ortaklık¬lar ise, ayrıca borçlarını nasıl ödeyeceklerine ilişkin bir beyannameyi de ilân ederler (TK. m. 149). İlân, esas sözleş¬melerinde öngörüldüğü şekilde yapılmalıdır [Bu hü¬küm AO’ların birleşmelerine uygulanmaz].
 
H. Alacaklıların İtiraz Hakkı
Birleşme işleminin gerçekleşebilmesi için, son ilânın yapılması tarihinden itibaren üç aylık zamanın geçmesi ve bu zaman içinde birleşen şirketlerin alacaklılarının yapacakları iti-raz ve taleplerinin bir sonuca bağlanması gerekir. Nitekim TTK m. 150 kuralı gereğince bu üç aylık zaman zarfında alacaklıların bu birleşmeye itiraz etme hakları vardır. İtiraz kural olarak Ticaret Mahkemesine yapılır. İtirazın konusuna gelince; birleşme sonucunda alacaklıların za¬rara uğrayacaklarını ve bu nedenle alacaklar tamamen ödenmedikçe veya “kabul edilebilir” bir teminata bağlanmadıkça, mahkemece bu birleşmeye engel olunmasına ilişkin olarak yapılır. Buna göre:
-Alacaklılar itirazlarından vazgeçmedikçe;
-İtirazın reddine dair mahkemece verilen karar kesinleşmedikçe;
-Mahkemece takdir edilecek teminat şirket tarafından verilmedikçe birleşme hüküm ifade etmez (TTK m. 150.3).
Ancak kanun bazı istisnai hallerde, üç aylık sürenin dolmasına lüzum kalmadan, birleş¬menin sonuç doğuracağını kabul etmektedir. Buna göre birleşen şirketler ilândan önce; -Bütün borçlarını ödemişlerse;
-Borç tutarlarını T.C. Merkez Bankasına veya muteber bir bankaya tevdi etmişlerse; -Alacaklılar birleşmeye razı olmuşlarsa; birleşme, birleşme ilanı gününden itibaren hüküm ifade eder (TTK m. 150)12. 
 
I. Katılan Ortaklığın Sicilden Silinmesi
Borçların ödenmesi veya güvenceye bağlanmasından sonra varsayımsal tasfiye sona ermiştir. Artık birleşmeye katılan ortaklıkların unvanlarının silinmesi safhasına geçilir.
 
İ. Külli Halefiyet
TK. m. 451 uyarınca kalan ya da yeni kurulan ortaklık, ortadan kalkan or¬taklıkların ye¬rine geçer, yani onların halefi olur. Burada tam anlamı ile halefiyet il¬kesi yürür.
 
J. Birleşme ve Rekabet Hukuku
Rekabet hukuku birleşmeleri, teşebbüslerin bir teşebbüsün bün¬yesinde toplanarak tekel¬leşmeye yol açtıklarından, re¬kabet için tehlike olarak görmekte ve bu sebeple denetlemektedir. Birleşmeler tekel¬leşmeye sebep olmasalar bile bir teşebbüsün pazarda hakim duruma gelmesi veya ha¬kim durumunu güçlendirmesi sonucunu doğurabilirler. Hakim durum da rekabet yö¬nünden sakıncalıdır. Çünkü, hakim teşebbüs bu durumunu her zaman kötüye kulla¬nabilir (meselâ, şartlarını pazarın diğer aktörlerine ve tüketicilere dayatabilir, sömürebilir, rakiplerini tasfiye edebilir) ve rekabeti bozabilir, kısıtlayabilir veya engelle¬yebilir.
Rekabet hukukunda ki «birleşme» kavramı TK. m. 146 vd. ve 451 vd’ den geniş olup, bu hükümlerde düzenlenen, birleşmeler de dahil olmak üzere, bir teşebbüs üze¬rinde hakimiyet kuran veya o teşebbüsün karar almasını etkileyen (ve bir anlamda engelleyen) bütün malvar¬lığı, pay ve hak devirlerini de kapsar. Nitekim RKK. m. 7′de «bir veya birden fazla teşebbü¬sün hakim durum yaratmaya veya hakim durum¬larını güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü veya bir kısmında her hangi bir mal ve hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azalması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün malvarlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da ken¬disine yö¬netimde hak sahibi olma yetkisini veren araçlarını, miras yoluyla iktisap durumu ha¬riç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır denilmektedir. Hangi tür bir¬leşme ve dev¬ralmaların hukukî geçerlilik kazanabilmeleri için Kurula bildirilerek izin alınması, gerektiğini Kurul, çıkaracağı tebliğlerde ilan eder. Bkz. Rekabet Kuru¬lunun 1997/1. sayılı tebliği SM VIII.
 
K. Birleşmenin Hukukî Sonuçları
TTK’nun 150. maddesinin öngördüğü üç aylık süre içinde itiraz olun¬mamış ya da itiraz olunup da itirazın reddi kararı kesinleşmişse, birleşme işlemi kesinleşir (Birleşmenin üç ay beklenmeden hüküm taşıması için: TTK., madde 150/1, TSN., madde 80). Kalan ya da yeni kurulmuş olan şir¬ket, ortadan kalkan şirketlerin yerlerini alır. Bunların bütün aktif ve pasif¬leri, tümel ardıllık (küllî halefiyet) yolu ile devralan ya da yeni kurulan şir¬kete geçer. Burada, TBK.’nun 179-180. maddelerindeki tümel ardıllık (küllî halefiyet) söz konusudur.
 
Dipnotlar
1. Bkz., Prof. Dr. Haluk SÜMER – Prof. Dr. Helmut PERNSTEİNER, Şirket Birleşmeleri, Alfa Yayınları, 1. Baskı Ocak 2004, sh. 306.
2. Bkz. SÜMER – PERNSTEİNER, a.g.e, sh. 307-308.
3. Bkz., Prof. Dr. Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku, Nobel Kitapevi, 3. Bası, İstanbul 2001, sh.83.
4. Bkz. POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 9. Bası, Beta Yayınevi, Kasım 2003, İstanbul, sh. 108.
5. Bkz. POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e, sh.108-109.
6. Bkz., PULAŞLI, a.g.e, sh.85.
7. Bkz., PULAŞLI, a.g.e. sh.87.
8. Bkz. POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e, sh.114.
9. Bkz., PULAŞLI, a.g.e. sh.88.
10. Bkz. POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e, sh.117.
11. Bkz. POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU, a.g.e, sh.120.
12. Bkz., PULAŞLI, a.g.e. sh.91-92.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mission News Theme by Compete Themes.